29 Şubat 2020’de Amerika Birleşik Devletleri’nin Seattle şehrinde koronavirüs kaynaklı ilk ölüm kayda geçti. Bugün ise ülkede salgında ölenlerin sayısı 1 milyonu aştı.
Salgın önce ABD’nin dünyaya açılan büyük şehirlerini esir aldı.
New York pandeminin ilk dönemlerinde adeta kabusu yaşamış, dünyada koronavirüsün başkenti haline gelmişti. Yüz binlerce kişinin ziyaret ettiği Tımes Meydanı uzun süre sessizliğe bürünmüş, şehirde binlerce kişi hayatını kaybetmişti.
New York’ta konteynerlerde aylarca bekleyen sahibi olmayan cansız bedenler günlerce manşetlerden düşmedi.
ABD’nin sağlık sistemi sınıfta kaldı
ABD’nin salgının pençesine düşmesi hem Trump hem de Biden yönetimini eleştirilerin odağına oturttu.
Hatta Donald Trump’ın 2’nci kez Başkan seçilememesinde onun salgına yaklaşımı da etkili oldu.
Eski Başkan Trump, virüsü ‘Çin Gribi’ olarak niteledi, uzun süre maske takmaya gerek olmadığını savundu.
Başkan seçilerek büyük umutlarla göreve gelen Joe Biden ilk aylarda aşılamaya hız verse de nüfusun sadece yüzde 66’sı tamamen aşılanabildi.
Bu zorlu süreçte ABD’nin sağlık sistemi de sınıfta kaldı. Yoğun bakım ünitelerinin yetersiz kalması, insanların hastane hastane dolaşırken hayatını kaybetmesi uzun süre ABD gündeminden düşmedi.
Dünyada virüsten ölen her 6 kişiden biri ABD vatandaşı
Özellikle sağlık sigortası olmayanlar yeterli tıbbi destek alamadı. Hayatını kaybedenlerin çoğunun siyahi ve dar gelirliler olması bunun en büyük kanıtı oldu.
Amerikan toplumundaki kutuplaşma da salgınla mücadeleye sekte vurdu. Bazı eyaletler günlük rutininden taviz vermedi.
ABD dünyada koronavirüs konusunda kötü rekorları da elinde tuttu. 10 Ocak 2022’de günlük vaka sayısı 1 buçuk milyona ulaşarak çoğu ülkedeki toplam vakayı aştı. Verilere göre dünyada virüsten ölen her 6 kişiden biri ABD vatandaşı.
-Ali Artmaz