CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD ziyareti sırasında “8 saat kayıp” olduğu iddialarına açıklık getirdi. Birden New York’taki TÜRKEN binası önünde video çekmeye karar verdiğini belirten CHP lideri “Arkadaşlarımla oturduk otel odasında önce onlara açtım konuyu; ‘Kimsenin haberi olmaması lazım, havaalanına arkadaşları gönderin onlara da genel başkan başka bir yere gitti, yetişirse gelecek diye söyleyin’ dedim. Sonra araçla yola çıkıp çekimi yapıp geri döndük” dedi
CHP lideri, “Bugün bir harita gördüm, birisi paylaşmış. Pensilvanya (gülümseyerek)… Araya bir de Ankara’yı koysalarmış! Arkadaşlarımla oturduk otel odasında önce onlara açtım, düşüncem var diye. Önce sordum. Doğrusunu isterseniz onlar da heyecanlandılar. Arkadaşlarımla toplandık, açıkladım; ‘böyle böyle’ yapacağız… ‘Hangi açıklamayı yapacağız’ diye sordular. Açıklamayı da söyledim. ‘Tamam’ dediler. Kimsenin haberi olmaması lazım, siz normal çalışmanıza devam edin, havaalanına arkadaşları gönderin. Havaalanında, ‘Genel Başkan başka bir yere gitti, yetişirse gelecek’ diye söyleyin, dedim. Biz bindik arabaya, New York’a doğru yola çıktık. Enteresan, araç hiç benzin bile almadı. Ben de şaşırdım. New York’a geldik. Yeri bulmak için biraz dolaştık. Sonra yeri bulduk. Yeri bulduktan sonra çekim yapacağız…” dedi.
“Binayı görünce ne düşündünüz?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi: “Binayı görünce tabii Türkiye’den aktarılan servetle yapılan binayı görüyorsunuz. Gerçekten bir gökdelen; etrafındakilere göre biraz daha yüksek bir bina. Tabela filan dedik bakalım var mı? Görmedik tabelayı. İçeri girmedik. Etrafı zaten biraz çevrili. Aşağıya doğru iniliyordu. İnmedik ne olur, ne olmaz diye. Çekim yapacağız tabii. Arabayı bir yere koyduk. Gürültü var tabii. Bu arada bir ambulans geldi. Ambulansta ses bitmiyor. Ben de hatırlıyorum yani; New York’un ambulansları meşhurdur. Dakika başına bir ambulans, bir siren… Neyse… Ambulans gittikten sonra çekim yaptık, hemen bindik araca Washington’a doğru geldik. Bir benzin istasyonuna uğradık, hamburger almak üzere. O ara şoför ‘akaryakıt alayım’ dedi. O kadar uzun yolu, dedik ki bu nasıl bir araba? Sonra, burada kimse beni tanımaz diye yürüyorum, geziyorum (istasyonda). Birisi geldi, ‘sizinle fotoğraf çektirebilir miyiz?’ dedi. ‘Türk müsün?’ dedim. ‘Türkmenistan’danım, sizi tanıdım’ dedi. ‘İyi gel bakalım’ dedim.”
Kılıçdaroğlu bazı medya organlarında ortaya atılan “Pensilvanya’ya gittiği, FETÖ’cülerle görüştüğü” iddialarına ise şöyle yanıt verdi:
“Düzeysiz bir tartışma. Olayı bilmeden, araştırmadan, kendilerine göre hatta sahte haritalar icat ederek yapıyorlar. Ben bunlara alışkınım. Parayı veriyorsunuz, istediğiniz haberi yazdırıyorsunuz. Onlar gazeteci değildir. Tetikçiden gazeteci olmaz. Gazeteci araştırır, bir bakar; Pensilvanya nerede, bizim geldiğimiz yol nerede… Buna bakması lazım. En azından ilkokul mezunu birisi için yeterli bir şey. Bakacak, haritayı açacak, nerededir, nereye gitti, ne oldu… Dolayısıyla iktidarı destekleyen medyanın ne kadar kirlendiğini gösterir. Bir medya bu kadar kirlenmemeli. Eleştirebilirler, ‘Üniversiteyi niye ziyaret ettin?’ diyebilirler. Siyasilerle görüşmen gerekiyordu, diyebilirler. Bunların hepsini saygıyla karşılarım. Ama yalan haber yapmaları… Bunlara çok alıştık. Yalan yanlış bir sürü şeyler.”