Örümcek ağının telleri uzunluk ve kalınlıklarına göre farklı frenkansta sesler çıkarıyor
Örümcekler ördükleri ağlarla mükemmel birer mühendis olarak kabul ediliyor fakat yeni bir araştırma örümceklerin aynı zamanda harika birer müzisyen de olabileceğini ortaya koydu.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bilim insanları örümceklerin ağlarından çıkan müziği kaydetmeyi başardı.
Ağdaki her bir telin uzunluğu ve kalınlığının tıpkı telli enstrümanlardaki gibi farklı bir frekansa denk geldiği tespit edilirken çıkan sesler arpa benzetildi.
Araştırmanın liderliğini yürüten Dr. Markus Buehler uzun bir süredir müzik ve bilim arasındaki ilişki üzerine çalışmalar yapan bir isim.
Doğal maddelerden çıkan ritim ve melodileri araştıran Buehler, “örümcek ağlarından çıkan müzik insanların daha önce tecrübe ettiğinden çok daha farklı ilhamlar sunabilir,” ifadelerini kullandı.
Örümcekler 8 göze sahip olmalarına rağmen insan standartlarına göre kör sayılabilirler. Etraflarındaki dünyayı en küçük ayrıntısına kadar dokunma ve duyma hisleri ile algılıyorlar.
Buehler ve ekibi ağlardan çıkan sesleri duyabilmek için Arjantinli sanatçı Tomas Saraceno’dan yardım aldı.
Doğal bir örümcek ağı iki boyutlu lazer tarayıcılarla tarandı. Daha sonra bilgisayar desteğiyle ağın üç boyutlu kopyası oluşturuldu. Araştırmacılar ağdaki her bir tele farklı bir ses frekansı tanımlayarak ağ yapısı içerisinde bir anlamda notalar oluşturdu.
Ağın farklı bölümlerini farklı frekanslarla birbirine bağlayan ekip bu sayede konserler bile verebildi.
MIT’nin kullandığı sanal gerçeklik teknolojisi ağların yapısını anlamakta önemli bir rol oynadı. Bilim insanları bu sayede örümceklerin evlerini nasıl inşa ettiğine hem görsel olarak hem de işitsel olarak daha yakından bakabildi.
Sanal gerçekliğin ilgi çekici olduğunu vurgulayan ve bu sayede kulakların normalde çıplak gözle görülse bile anında farkına varılamayacak yapısal özellikleri yakalayabildiğini belirten Buehler, “aynı anda hem görerek hem de duyarak örümceklerin yaşam ortamını gerçekten anlamaya başlayabilirsiniz,” ifadelerini kullanıyor.
Bulgular 2014 yılında Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmanın sonuçları ile de örtüşüyor. O araştırmaya göre de örümcekler ağlarını titreterek gelen yankılardan ağ üzerindeki bir nesnenin yerini tam olarak tespit edebiliyorlar.
Bu çalışmaların sonuçları örümceklerin kendi aralarındaki iletişimlerde de ağlarıyla oluşturdukları sesleri kullanıyor olabileceklerini gösterdi.
Bunu Buehler şu sözleri ile açıklıyor:
“Şimdi temelde örümceklerin dilini kullanabilmek için yapay sinyaller üretmeye çalışıyoruz. Örümcekleri belli bir ritim ya da titreşime maruz bıraktığımızda hareketlerini etkileyip etkileyemediğimize ve onlarla iletişim kurup kuramadığımıza bakacağız. Bu gerçekten heyecan verici bir düşünce.”
Kaynak: euronews / Shannon McDonagh