NASA’nın James Webb uzay teleskobu Neptün’ün muazzam yeni fotoğraflarını çekti.
1989 yılında Voyager 2’nin Neptün’ün yanından geçerken çektiği görüntülerden bu yana ilk kez gezegen bu denli ayrıntılı bir biçimde resmedildi.
Bunda uzay teleskobunun kızılötesi araçlarının kullandığı teknolojinin etkisi büyük.
Fotoğraflarda buz devi olarak da bilinen Neptün’ü çevreleyen halkalar ve toz şeritleri görülebiliyor.
Bilim insanları çeşitli bulut yapılanmalarının da Neptün’ün atmosferi hakkındaki çalışmalara ışık tutmasını umuyor.
Neptün’ün ötesinde gezegenin 14 uydusunun yedisi de gözlenebiliyor.
Bunların en göze çarpanı olan Triton, James Webb teleskobunun çektiği resimlerde yıldıza benzer bir şekle sahip.
Bunun kızılötesi dalgaboylarındaki metan emilimiyle Neptün’ün teleskobun merceğinde daha karanlık görünmesinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Triton ise buzlu yüzeyine vuran güneş ışığının ortalama yüzde 70’ini yansıttığı için son derece parlak.
Leicester Üniversitesi’nden Profesör Leigh Fletcher, Granada’daki Europlanet Gezegen Kongresi’nde “herkesin telefonlarına bakarak bu resimleri yorumlamaya çalıştığını, ama bu halkaları görmenin ve geçmişte kimsenin erişemediği dalgaboylarına erişmenin inanılmaz bir deneyim olduğunu” belirtiyor.
“Herkesin ne kadar heyecanlı olduğunu görmek muhteşem,” diyen Fletcher sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Uzun dalgaboyları yepyeni bir şey ve Jüpiter ile Satürn’ün parlak şeritleri gibi gözüken bir ekvator şeridiyle yeni bir bakış sunuyor.
“Neptün’ün kuvvetli fırtınaları hiçbir zaman olmadığı kadar aktif ve burada Triton ve diğer uydularla birlikte tüm Neptün ailesi temsil ediliyor.”
Neptün, Uranüs ve Satürn’ün ötesinde, Güneş Sistemi’nin en uzak gezegeni. Cüce gezegen Plüto’nun ise iç çemberinde yer alıyor.
Buz devi olarak da bilinen gezegenin Güneş’e mesafesi 4,5 milyar kilometre kadar ve Güneş’in etrafında bir tur dönmesi için 164,8 Dünya yılı gerekiyor.
Atmosferinde büyük oranda hidrojen ve helyum bulunan Neptün’de çok miktarda buz, su, amonyak ve metan da var.
Neptün’ün çapı ise yaklaşık 50 bin kilometre, yani Dünya’nın neredeyse dört katı.