Franız şarap sektöründe, koronavirüse yakalanan degüstatörler nedeniyle endişe hakim. Şarap tadımcıları aşı sıralamasında öncelik talep ederken, koronavirüse yakalanmalarının ardından koku duyularında kayba uğrayan tadımcılarsa burunlarını yeniden eğitmeye çalışıyor.
Bir kadeh beyaz Pirene şarabını deneyen tadımcı Sophie Pallas, egzotik meyveler ve narenciye tonlarını kolayca fark ediyor, ancak bazı hassas alt tonları koronavirüse yakalanmadan önceki kadar kolay tespit edemediğini söylüyor.
Reuters’ın haberine göre, hastalığa yakalanan pek çokları gibi tat ve koku alma duyularını kaybeden Pallas için bu, onun gibi kıdemli bir degüstatör için adeta bir kabus senaryosu. Mesleğini eskisi gibi icra edebilmek için Pallas’ın burnunu tekrar eğitmesi, tad alma duyusundaki incelikleri yavaş yavaş tekrar kazanması gerekiyor.
Pallas’ın hikayesi Fransa’da sadece milyarlarca dolarlık şarap endüstrisinde çalışanlar için değil, şefler, parfümcüler, çikolatacılar ve onlar gibi çok hassas duyulara sahip olması gerekenler için de riskleri ortaya koyuyor.
Duyularını kaybettiği günü hatırladığında “Kara delikte olmak gibiydi. Korkunç bir histi, tüm anlamı kaybetmiştim” diyen Pallas, şarabın herhangi bir his, duygu ya da haz getirmeyi bıraktığını, tüm algılayabildiğinin alkol ve asidite olduğunu söylüyor.
Fransa’da şarap endüstrisi endişeli. Pallas gibi ‘oenolog’lar, uzmanlıklarını şarap bilimi alanındaki zorlu eğitimlerine borçlu. Damıtmadan harmanlamaya ve şişeleme aşamasına kadar üretim sürecinin tüm basamaklarına hakimler.
Oenolog birliğinin 2 bin 600 sektör çalışanıyla düzenlediği bir ankete göre koronavirüse yakalanan şarap uzmanlarının üçte birinden fazlası kabiliyetlerinin etkilendiğini söyledi. Birliğe göre bazı şarap tadım öğrencileri hastalığa yakalandıktan sonra öğrenimini bıraktı.
Birlik başkanı Didier Fages, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Başbakan Jean Castex’e yazarak, şarap tadımcılarının koronavirüs aşı sırasında öne alınmasını istedi. Tat ve koku alma duyularını kaybetmenin bir şarap tadımcısı için ne anlama geldiği sorulduğunda Fages, bu durumu bir müzisyenin enstrümansız kalmasına benzetiyor.
Pallas, her sabah mutfağa girip kahve çekirdeği, vanilya çubuğu, baharatlar eline ne geçerse koklayıp burnunu eğitmeye çalıştığını söylüyor. Şaraptaki bazı baskın notları kolay alsa da daha derin karmaşık tonlarda zorlandığını ifade ediyor.
Kaynak: Sputnık