2020 yılı Türk-Amerikan toplumunun federal, eyalet ya da yerel kamu görevleri için bugüne kadar en fazla adayla yarıştığı yıl oldu. Seçimlere katılan toplam 14 adaydan 4’ü galip gelmeyi başardı. Seçimlerde Amerikalı Türkler arasında 2020 yılının en büyük başarılarından birini, Nisan ayında Wisconsin eyaletinin en büyük kenti Milwaukee’nin baş saymanlığı için yarışan ve galip gelen Aycha Sawa elde etti. Sawa, Amerika’da büyük bir kentin baş saymanlığı görevine seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Aycha Sawa’yla, Amerika’nın Sesi Türkçe Yayın Bölümü’nden Mehmet Toroğlu konuştu. Sawa, Amerika’ya geliş öyküsünden şu an yürüttüğü görevdeki deneyimlerine ve siyasete atılmak isteyen Amerikalı-Türkler’e tavsiyelerine kadar çeşitli konularda açıklamalarda bulundu.
Aycha Sawa, ailesinin Amerika’da doğan tek üyesi. 1970’lerde Türkiye’de üniversitede tanıştıktan sonra annesi yurtdışı eğitim için, babası da doktora için Amerika’ya gelmiş ve daha sonra da evlenmişler. Doktora bitince Türkiye’ye dönüp 7-8 yıl Ankara’da kaldıktan sonra babası Milwaukee’de bir üniversiteden teklif alınca 1980’lerde tekrar Amerika’ya dönmüşler ve o yıllarda Aycha Sawa dünyaya gelmiş. Ancak Aycha Sawa Amerika’da doğmasına rağmen Türk köklerinden hiç bir zaman kopmamış.
“Hem Türk hem ABD kültürüyle yetiştim”
“Annem babam ikisi de Türk olduğu için bizi çok Türk yetiştirdiler, aynı zamanda hem Amerikan kültüründe hem Türk kültüründe…Bir de şanslıydım büyürken babam da profesör olduğu için yazları Türkiye’ye biraz daha uzun gidebiliyorduk. Onun için Türkiye’yle ilişkilerimiz yakındı. Aynı zamanda da babam profesör olduğu için bir kaç defa ‘sabbatical’ (Öğretim üyelerine verilen araştırma ve seyahat izni) yaptı. Onun için işte ilkokul 1’i Türkiye’de okudum, liseyi bir sene Türkiye’de okudum, bir dönem üniversitede Boğaziçi’nde okudum. Amerika-Türkiye arasında çok gidip geldik, Türkiye’ye özlemle yaşadık ama aynı zamanda Amerika’da da hep buradaki Milwaukee’nin Türk grubuyla hep haşır neşirdik.”
Aycha Sawa, şu anda yürüttüğü görevde aslında deneyimli. Bu ofiste çalışmaya 10 yıl önce denetçi olarak başlamış, daha önce de muhasebe şirketlerinde mali denetçilik yapmış. Sawa kent yönetiminde göreve başladığında bu ofisin başına geçmek için yarışma gibi bir düşüncesi olmadığını ancak başarılı performansıyla yıllar içinde terfiler alarak baş sayman yardımcılığına kadar yükseldiğini ve bir önceki baş sayman tarafından da kendisi emekli olunca yerine geçmesi için seçimde yarışmaya teşvik edildiğini anlattı. Sawa, kısaca CFO olarak tabir edilen baş saymanlık görevinin belediye başkanından da yerel meclisten de bağımsız bir birim olduğunu ve Wisconsin eyaletinin en büyük, ABD’nin de 30’uncu büyük kentinin mali yönetiminde çok geniş yelpazede sorumluluklar içerdiğini belirtti.
“Kentin bütçesi 1,6 milyar dolar”
“Bizim ofisin yaptığı aslında belediye başkanından bağımsız seçilen yani kentin CFO’su, işte hem parlamentodan hem belediye başkanından bağımsız… Bizim rolümüz para finansal açısından kent için en iyi şeyleri düşünmek. Onun için işte dediğim gibi kentin bütçesi 1,6 milyar dolar, epey büyük bir şehir yani bütün finansal bilançolarını çıkartıp bütün işte federal hükümetten gelen hibe paralarını denetleyip onların doğru harcanmasına bakıyoruz. Aynı zamanda borç için yaptığımız satışları yapıyoruz. Yani işte bir de bütün kentin departmanlarını denetliyoruz. Bir de bütün 6000 küsür memur var kentte, onların bütün maaş ödemelerini biz de yapıyoruz.”
“Herkesten olumlu tepkiler aldım ama pandemi nedeniyle ilk yıl zor geçti”
Sawa, Amerikalı-Türk olarak görevinde herhangi bir önyargıyla karşılaşmadığını, zaten geçmişten beri bu ofiste çalışıyor olmasından dolayı herkesten olumlu tepkiler aldığını da anlattı. Ancak Sawa, pandemi nedeniyle ilk yılının zor geçtiğini söyledi.
“İlk sene zordu epey onu söyleyeyim çünkü tam pandeminin içinde başladım tabii bir sürü finansal sorunlar vardı sürekli. Her şey değişiyordu. İşte federal hükümetten 100 milyon dolar aldık bir de onların harcamaları nasıl olacak falan filan, başka sorunlar da vardı. Onun için bu sene düşündüğüm gibi bir sene olmadı öyle söyleyeyim. Çok daha yapmak istediğim ya da hedeflerime daha çabuk ulaşacağımı zannettim ama onları daha yapamadım, inşallah 2021’de başlarız.”
Kentte bu göreve seçilen ilk Amerikalı-Türk ve ilk kadın
Aycha Sawa, kentin yüz yılı aşkın tarihinde bu göreve seçilen sadece ilk Amerikalı-Türk değil aynı zamanda ilk kadın da olmuş.
“Benden öncekiler hep daha yaşlı beyaz adamdı, hem Türk hem de kadın hiç yoktu daha önce. Benim kadar herhalde genç de birisi yoktu, hepsi daha büyüktü o açıdan büyük bir şeydi. Bir de yarışımızda da hep erkeklere karşı yarıştım. Bir de politikacıya karşı. Onun için gurur verici şey de benim ismim hiçbir yerde tanınmıyordu. Şehirde bir tek kent yönetiminin içindeki çalışanlar beni tanıyordu. Onun dışında hani böyle bir herkesin arasında beni tanıyan yoktu. Onun için hem o işi başarmak hem de yarıştaki bütün yaptıklarım onlar herhalde gurur vericiydi.”
Siyasette aktif olmak isteyen Amerikalı Türkler nelere dikkat etmeli?
Amerika’da seçim kazanmış bir isim olarak Sawa’ya, siyasette aktif olmak isteyen Amerikalı Türkler’in neler yapması gerektiğini de sorduk. Sawa’ya göre, bunun için iki kilit unsur öne çıkıyor; birincisi, bireylerin içinde yaşadıkları toplumda ilgi duydukları alanlarda gönüllü etkinliklere katılması ve bu sayede çevrelerini arttırmaları, ikincisi de ana vatanlarıyla sınırlı kalmayıp yerel haberleri de takip etmeleri.
“Kendi yaşadığın yerde aktif olmak lazım yani sadece Türk toplumlarında değil de normal, mesela çevreciyseniz ya da kadınlara yardım hani böyle farklı sevdiğiniz ya da ilgi duyduğunuz yerlere girip orada insanlarla tanışıp gönüllü çalışmak. Bence o tür işlerde girmek daha kolay çünkü o zaman daha doğal olarak insanları tanıyorsunuz bazen öyle yerlerde gönüllü çalışınca etraftaki başka politikacılarla da tanışıyorsunuz. Genel olarak çevreniz büyüyor. Bence en önemlisi o. Çünkü sonuçta bu bence sadece Türkler için de değil de insanlar başka bir ülkeden başka bir ülkeye gidince gurbet anlamında bazen asıl ülkelerine daha bütün öyle o haberleri takip ediyorlar sonra en kendi yaşadıkları şehirleri takip etmiyorlar ama aslında orada olan bitenler senin günlük hayatına en çok etkisi oluyor. Onun için aslında bazen Washington’da neler olup bittiğini herkes çok vurguluyor ama her gün senin belediye başkanının ne yaptığını onları bilmek daha da önemli. O zaman çekirdekten anlamaya başlıyorsun çünkü Amerika’da çok belediye var, kent ilçeler federal yönetime gidinceye kadar hepsinin birbirine (bağlantısını) anlamak lazım, onları anladıktan sonra ve de çevreni anladıktan sonra bence daha kolay oluyor.”
Aycha Sawa, bu yıl her ne kadar çoğu yarışı kaybetse de Amerikalı Türkler’in seçimlere katılımında rekor yılı olmasının kendisini çok sevindirdiğini ve umutlandırdığını da söyledi.
“Bence zaten en önemlisi insanların Türk de olsa başka bir ülkeden de olsa bu deneyimi alıp yarışmaları çünkü bazen kazanmıyorsun ama başkasına örnek olmuş oluyorsun. ‘Hani bak o da yaptı ben de yapabilirim’, çünkü kolay bir şey değil tabi. Çünkü kendini tamamen herkesin önüne her şeyinle koyuyorsun bayağı büyük bir şey, normalde iş değiştirmek gibi bir şey değil sonuçta aday olmak. Ama bence evet daha çok insan yaptıkça… Bir de bence bu adayların bazıları tekrar yarışacak çünkü çok motivasyonu olan insanlar.”
“Sadece Türk kimliği değil Amerikalı kimlik de öne çıkarılmalı”
Aycha Sawa, Amerikalı-Türkler de dahil farklı ülkelerden kökenlere sahip toplumların seçimlerde yarışması ve farklı kademelerde kamu görevlerine seçilmesinin, Amerika’yla o ülkeler arasındaki ilişkilere ve ikili sorunların çözülmesine de önemli katkılar sağladığı görüşünde. Sawa, Amerikalı-Türkler’in de sadece Türk kimliklerini değil Amerikalı kimliklerini de öne çıkarmalarının, iki kültürü bir arada yansıtmalarının da çok önem taşıdığını vurguladı.
Aycha Sawa, baş saymanlık görevi dışında da Türk-Amerikan toplumu içinde aktif bir isim. Kısaca PAC olarak adlandırılan, Amerika’daki 5 Türk-Amerikan siyasi eylem komitesinden biri olan Amerikalı-Türk Kadınlar Ulusal Koalisyonu PAC’inin yönetiminde yer alıyor. Sawa bu görevinde de, sadece ABD’de değil Türkiye ve dünya genelinde de kadınları ilgilendiren meseleler üzerinde çalışan, kadınların seçimlere katılmasını teşvik eden çalışmalarda aktif roller üstleniyor. Tüm Amerikalı Türkler gibi Sawa’nın da arzusu, bir gün ABD Kongresi’nde de Türk kökenli bir Amerikalı görmek.
Kaynak: VOA / Mehmet Toroğlu